PROF. DR. OKTAY YEĞEN'İN WEB SAYFASINA HOŞ GELDİZ
Ürünlerimle ilgili detaylı bilgiye:
www.aksebio.com adresi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Ürünlerimle ilgili detaylı bilgiye:
www.aksebio.com adresi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Aksebio Markasının yaratıcısı Prof. Dr. Oktay Yeğen, 1942 yılında Antalya'nın Akseki İlçesinde doğdu.İlk ve orta öğrenimini Antalya’nın Akseki ilçesinde tamamlayan Oktay YEĞEN, 1960 yılında Ankara Gazi Lisesi'ni bitirdi. Aynı yıl Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Genel Zirai Bilgiler Bölümüne giren Oktay YEĞEN 1964 yılında bu bölümden mezun oldu.
1964 yılında Milli Eğitim Bakanlığı'nın açtığı yurtdışı doktora bursu sınavını kazanarak doktora eğitimi için Almanya’ya gitti. Bir yıllık Almanca dil eğitiminin ardında, Göttingen Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Kürsüsünde Fitopatoloji dalında Doktora öğrenimine başlamış ve 14 Mayıs 1970 tarihinde öğrenimini başarı ile tamamlayarak “doktor” ünvanını almıştır. 1970 yılında yurda döndükten sonra, bir süre Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Kürsüsünde çalışan Dr. Oktay YEĞEN, 1971 yılı Şubat ayında açılan asistanlık sınavını kazanarak yukarıda adı geçen kürsüye asistan olarak atanmıştır.
1976 yılı Eylül ayında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesine sunduğu habiltasyon tezinin 1977 yılı Nisan ayında kabul edilmesiyle "Üniversite Doçenti" ünvanını alarak 1980 yılı Ocak ayına kadar Ankara Üniversitesi Fitopatoloji Kürsüsünde kadrosuz doçent, bu tarihten sonra da aynı kürsüde açılmış bulunan Doçentlik kadrosuna atanarak Öğretim Üyesi olarak görevini sürdürdü.
1984 Kasım ayında Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Fitopatoloji Anabilim Dalı'na "Profesör" olarak atanan Prof.Dr. Oktay YEĞEN, 1985-1996 yılları arasında kesintisiz onbir yılı aşkın bir süre Akdeniz Üniversitesi’nde Rektör Yardımcılığı görevini üstlendi. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölüm Başkanlığı ve Fitopatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı görevini sürdürdükten sonra 2009 yılında bu görevinden emekli oldu.
Evli ve üç çocuk babası olan Prof.Dr.Oktay YEĞEN'in; "Fitopatoloji", "Yabancıotlar ve Mücadelesi", "Bitki Fungal Hastalıkları" ve "Bahçe Bitkileri Hastalıkları" isimli kitapları ve yurtiçinde ve yurtdışında bilimsel dergilerde yayınlanmış kırkdan fazla makale ve tebliği bulunmaktadır.
Prof. Dr. Oktay YEĞEN - Bilimsel Çalışmalar ve Yayınlar
Antalya ve çevre ilçe ve köylerinde ve özellikle de benim gibi Antalya’nın Akseki İlçesi ve köylerinde doğup büyüyenler, hastalandıklarında Aspirin’den bile önce ilaç olarak kekik ve kekik yağı ile tanıştıklarını çok iyi hatırlarlar. Bugün bile bu durumun aynı şekilde devam ettiğini söylemek, hiç de yanlış olmaz.
Akseki’de 1950’li yıllarda ilk ve ortaokulu okurken kekik yağının bazı insan hastalıklarında başarı ile kullanıldığına bizzat şahit olmam, beni oldukça etkilemiş ve bu konu üzerinde devamlı düşünmeye sevk etmiştir. Meslek olarak “Ziraat Mühendisliğini” seçip, 1964 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Almanya Göttingen Üniversitesinde doktora yapan ve Türkiye’ye döndükten sonra ömrünün kırk yıldan fazlasını üniversitede, eğitim-öğretim, araştırma ve yayım yaparak geçiren biri olarak, özellikle araştırma ve yayınlarımın pratiğe dönük ve ülkemin problemlerinin çözümüne katkı sağlayıcı nitelikte olmasına dikkat etmeye çalıştım.
Bu süre zarfında, Ulusal ve uluslararası değişik bilim adamları ile birlikte 1990 yılından beri, sentetik zirai mücadele ilaçlarına alternatif aranması amacı ile sürdürdüğüm proje ve çalışmalardan elde edilen sonuçlarda, hastalık etmenleri ve zararlılara karşı kullanılan sentetik ilaçların yerine, Türkiye’de endemik olarak yetişen veya son yıllarda tarla kültürü olarak yetiştirilen bazı kekik bitkilerinden elde edilen uçucu (eterik) yağların, belirli işlemlerden sonra kullanılabileceği gösterilmiştir.
Bu konuda uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanmış adımın geçtiği çalışmalarım ve Kanada’da kabul edilmiş bir patentim bulunmaktadır.
Kekik yağı ve içerikleri ile ilgili bazı önemli bilimsel yayınlara erişebileceğiniz internet sitesi adresleri aşağıda paylaşılmaktadır.
Oktay Yeğen’ in bulucularından biri olduğu Kanada Patenti:
http://brevets-patents.ic.gc.ca/opic-cipo/cpd/eng/patent/2346763/summary.html
Kekik Yağı Antifungal Aktivitesi:
http://agris.fao.org/agris-search/search.do?recordID=DE92U0682
http://pubs.acs.org/doi/abs/10.1021/jf00056a055
http://pubs.acs.org/doi/abs/10.1021/jf970110y
http://eurekamag.com/research/003/327/003327165.php
Kekik Yağının Antibakteriyel Aktivitesi:
http://www.cabdirect.org/abstracts/20001007423.html;jsessionid=7E489F23802B01E103184
33E97ABF0A8
http://agris.fao.org/agris-search/search.do?recordID=CU2004101630
http://www.actahort.org/members/showpdf?booknrarnr=723_68
Kekik Yağının İnsektisit Aktivitesi:
http://www.bioone.org/doi/abs/10.1603/0022-
0493(2007)100%5B66%3AFEOABN%5D2.0.CO%3B2
http://link.springer.com/article/10.1007/BF02979843#
Kekik Yağının Sivrisineklere Olan Etkisi:
http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15567250
Bilindiği gibi; bitki, hayvan ve insanlarda hastalık nedeni olan böceklerin, nematodların ve fungusların vücut yapılarında bulunan ortak yapı taşı kitindir. Kitin; insanlarda ve bitkilerde bulunmamaktadır. Son yıllarda, kitin üzerine etkili maddeler üzerindeki çalışmalar oldukça artmıştır. Ben de son yirmi yıldır çalışmalarımda bu konuya yoğunlaşmış bulunmaktayım.
Doğada da bulunan ve insan, hayvan, bitki ve çevre için tamamen zararsız mikroorganizmalar ve Türkiye’de endemik olarak yetişen bazı kekik bitkilerinden elde edilen uçucu yağları
kullanarak, fermantasyon yöntemi ile kitin maddesini parçalayan organik bir katalizör
olarak tarif edilebilen kitinaz enzimini üretmeyi başardım. Elde edilen kitinaz enzimini yoğunlaştırılması ve mikrokapsüllenmesini sağlayacak bir teknoloji geliştirmek suretiyle doğal koşullarda saklanmasını sağlayabilmekteyim.
Bilindiği gibi “fermantasyon”, “enzim üretimi ve yoğunlaştırılması”, “enzim mikrokapsüllenmesi” enzim saklanması konusunda oldukça pahalı ve ince teknik isteyen yöntemlerdir. Bu sebeple, söz konusu yöntemler tarımda fazla uygulama alanı bulamamıştır. Örneğin, sadece fermantasyon yöntemi ile bir mikroorganizmanın geliştirilmesinde, sterilizasyon prosesi, özel ekipmanlar gerektiren başlı başına pahalı ve zahmetli işlemlerdir. Tarafımca geliştirilen yöntem, düşük maliyetli, özel ekipman gerektirmeyen, hammadde olarak yurtiçinden temin edilen bitkisel materyal kullanılan, pratik ve etkili bir yöntemdir.
Tarımsal mücadelede sentetik ilaçlar yerine organik maddeler kullanımı konusunda ömrünü vermiş, patentli çalışmalara, önemli bilimsel yayınlara ve deneyime sahip bir akademisyen olarak, geliştirmiş olduğum bu üretim yönteminin yaygınlaştırılması konusunda uzman kuruluşlarla çalışmaktan memnuniyet duyarım.
Kekik yetiştirilmesi ve bu bitkilerden uçucu yağ elde edilmesi esasına dayanan bu yöntemle, aşağıdaki preparatların hazırlanması mümkün olacaktır:
- Sentetik Zirai Mücadele İlaçlarına Alternatif Doğal, Çevre Dostu İlaç Üretimi : Bu proje çerçevesinde üretilecek olan zirai ilaçlar, bitkisel eterik yağ ve bitkisel ekstraktlardan oluşan tamamen doğal preparatlar olup, hem yaprak ve hem de toprak uygulamaları için önerilmektedir. Bu preparatlar uygulandığında, toprakta veya bitki yaprak yüzeyinde saprofit olarak yaşayan, bitkilere, hayvanlara ve insanlara hiçbir zararı bulunmayan, bir bakteri (TR2000) tarafından parçalanarak, İndol Asetik Asit gibi bitkiye yarayışlı maddelere dönüştüğü, bazı antibiyotikler oluşturduğu, aynı zamanda bitkilere zararlı etmenlere (Mantar, Bakteri ve Zararlılara) etkili enzimler (Kitinaz) oluşturulabildiği saptanmıştır. Bu şekilde oluşturulan salgılar, bitkilerin yeni kök oluşumunu teşvik etmekte ve topraktaki mikro elementlerin bitki kökleri tarafından daha kolay alınımını sağlamaktadır. Bu preparatlar, bitkileri stres faktörlerine karşı kuvvetlendirmekte, bakteri tarafından üretilen enzim ve antibiyotikler bitkileri olumsuz çevre koşullarına karşı mukavemetlendirmekte, antifiriz görevi yaparak bitkilerin soğuğa karşı olan direncini arttırmaktadır. Ayrıca bakterinin üretmiş olduğu kitinaz enzimi, bitki zararlısı böceklerde, nematodlarda ve fungal bitki patojenleri bünyesindeki kitini etkileyerek onlara zarar vermekte ve populasyonlarını azaltmaktadır. Elde edilen doğal maddelerle uygulanacak yöntem, bugüne kadar ortaya konulmuş olan sentetik kimyasallara alternatif yöntemlerin, en emin, çevre dostu ve en ekonomik olanıdır.
- Sivrisinek, Hamamböceği gibi Ev Haşarelerine Karşı Alternatif İlaç Üretimi : Bu doğal maddelerden sadece metil bromide veya benzeri zirai mücadele ilaçlarına alternatif preparatlar değil, ev haşerelerine ve diğer bazı zararlılara karşı da doğa dostu, yan etkisi olmayan ve insanlara toksik etki göstermeyen preparatlar oluşturulabilecektir. Bu şekilde, sivri sineklerle taşınan sıtma hastalığı etmeni (Plasmodium spp.) ile de mücadele edilebilecektir.
- Silaj Yapımında Kokuşmaya Karşı Kullanılan “Silaj Katkı Maddesi” Üretimi : Yeşil yemlerin havasız bir ortamda bırakılarak, süt asidi bakterilerinin yardımıyla ekşitilmesi yoluyla saklanması esasına dayanan yem saklama yöntemine SİLAJdenir. Silaj yapımı esnasında biyolojik ve teknik şartlar her zaman mükemmel bir şekilde yerine getirilemez. Yemlerde kaçınılmayan kirlenmeler, teknik noksanlıklar, fermantasyonu olumsuz yönde etkileyen mikroorganizmalar ve yem yığınına havanın sızması gibi nedenler silaj yemi kalitesinin değişmesine neden olur. Bu yüzden fermantasyon biyolojisi ve tekniğine yardımcı olabilecek bazı katkı maddelerinin kullanılması zorunlu hale gelir. Bu proje çerçevesinde üretilecek olan SİLAJ KATKI MADDESİ’nin içeriğinde bulunan tamamen doğal madde formülasyonunun etkisi ile başlangıçtan son kullanıma kadar silaja mantar bulaşması ve sonuçta MİKOTOKSİN(Aflatoksin v.s. gibi) oluşması önlenir.
- Bitkisel Ürün Kurutulup Saklanmasında Mantar Bulaşmasına Karşı “Kurutma Katkı Maddesi” Üretimi : Bitkisel ürünlerin, gıda maddesi ve baharat olarak kullanılmak üzere kurutulmaları sırasında, doğal yollardan bu materyallere bulaşarak onları kokuşturan ve çıkardığı MİKOTOKSİN ile onları KANSEROJEN maddeler haline dönüştüren, en bilinen ve en tehlikeli olan fungus Aspergillus flavusismi verilen bir fungal etmendir. Bu fungusun salgısı olan mikotoksine, bu fungusun latince isminin başında bulunan “A” harfi ile “FLA” harflerinden oluşan “AFLATOKSİN” ismi verilmiştir. Mikotoksinler üzerindeki çalışmalar, 1960’da aflatoksinin bulunmasından sonra yoğunluk kazanmış ve bütün dünyada inceleme konusu olmuş ve insanlarda karaciğer kanseri nedenlerinden birisi olduğu kesinlikle ispatlanmıştır. Yapılan çalışmalar aflatoksinin B1, B2, G1, G2 olmak üzere dört temel bileşiği olduğunu göstermiştir. Ultraviole ışık altında bunlardan ikisi mavi, ikisi de yeşildir. Bu fluorans renklere göre ortaya çıkan toksinlerden mavi olanlarına Blue’nun baş harfi olarak B1 ve B2 , yeşil renkli görünenlere Green’in baş harfi olarak da G1 ve G2 adı verilmiştir. Tüketici ülkeler ve dünya piyasaları kanserojen olan aflatoxin açısından riskli bitkisel ürünlerde aflatoxin limitinin sıfıra indirilmesini hedeflemektedirler. Bu hedef doğrultusunda birçok ülkede aflatoksin B1 limiti 5 ppb (ppb = Milyarda bir) ‘den 2 ppb’ye fındıkta Toplam Aflatoksin (B1+B2+G1+G2)= 10 ppb’den, 4 ppb’ye indirilmiştir. Bu proje çerçevesinde üretilecek olan KURUTMA KATKI MADDESİ’ nin içeriğinde bulunan tamamen doğal madde formülasyonunun etkisi ile kurutma başlangıcından son kullanıma kadar kurutulan bitkisel ürünlere mantar bulaşması ve sonuçta AFLATOKSİN oluşması önlenir. Bizim ürünlerimizden Fındık, İncir ve kurutulmuş Biber başta olmak üzere, tüm ürünlerimiz zaman zaman bu konu gerekçe gösterlerek ihracattan geri gönderilmektedir.
- Arı Kireç Hastalığı veVaroa Zararlısına Karşı Alternatif İlaç Üretimi :Arıcılıkta çok önemli iki problem, bal verim ve kalitesine etkili olmaktadır. Arı Kireç Hastalığı (Ascosphaera apis) arı yavrularında fungal bir hastalığa neden olmaktadır. Örümcek olarak isimlendirebileğimiz diğer bir zararlı Varoa türleri Ergin arıların vücutlarına yapışarak onlarda zarara neden olmaktadır. Bu proje çerçevesinde üretilecek olan “ALTERNATİF ARI İLACI”, içerisinde bulunan tamamen doğal madde formülasyonunun etkisi ile, daha sağlıklı arı kolonileri elde edilecek ve dolayısı ile daha sağlıklı, sentetik ilaç kalıntısı olmayan kaliteli bal üretilebilecektir.
- Erozyonu Önlemek : Bu proje sayesinde Toros Dağları yamaçlarında orman bulunmayan ve ekilmeyen araziler bitkilendirilerek erozyon tehlikesi azaltılacaktır.
-Çiftçilere Ekonomik Destek : Bu proje sayesinde çok az gelirleri olan ve bu sebeple şehirlere göç ederek doğdukları yerleri terk etmek zorunda kalan Toros Dağları yamaçlarında yaşayan köylülere, projede sözü edilen bitkilerin doğadan toplanması ve yetiştirilmesi gösterilip, teşvik edilerek gelirlerinin çok kısa süre içinde bugünkinin birkaç katına çıkması sağlanabilecektir.
- Ülkeye Döviz Kazandırmak : Bu şekildeki bitkilerin üretiminin teşvik edilip arttırılması suretiyle bu maddeler sadece yurtiçi ihtiyaçlar için değil yurt dışına da ihraçla döviz kazandırılabilecektir.
-Alternatif Turizme Destek : Bu proje gerçekleştiğinde, yurtiçi ve yurtdışından gelecek ziyaretçilere, yörede tıbbi bitkilerin yetiştirilmesi, hasadı ve bunlardan tıbbi ve zirai ilaç elde edilmesi yöntemleri gösterilip, yörede konaklamaları sağlanarak, alternatif turizm hareketliliği ile hem bölgenin tanıtımı ve hem de bu şekilde burada yaşayanlara ek gelir imkanı sağlanabilecektir.
İlgili Bilimsel Yayınlar:
(http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/19075694).
Kekik Yağının (Origanumdayi) Tümör Oluşumuna Etkisi:
http://www.hindawi.com/journals/tswj/2014/721402/
Kekik Yağının (Thymusbroussonettii) Tümör Oluşumuna Etkisi :
http://www.herbapolonica.pl/magazines-files/1454200-04.pdf
Kitin ve Kitinaz Enziminin Tümör Oluşumuna Etkisi:
http://www.molcellped.com/content/2/1/3
Kitinazlar ve Akciğer Hastalıklarına Olan Etkisi:
http://www.tuberktoraks.org/managete/fu_folder/2013-01/html/2013-61-01-071-075.htm
Prof. Dr. Oktay YEĞEN'in yazdığı ve Üniversitelerde ders kitabı olarak okutulan FİTOPATOLOJİ Ders kitabına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
ZAMAN GAZETESİ (16 Ekim 2004)
TÜRKİYE GAZETESİ (27 Haziran 2000)
TÜRKİYE GAZETESİ (8 Aralık 1998)
Hüseyin ERKAN - Milliyet Blog Yazısı
Prof. Dr. Oktay YEĞEN'in geliştirdiği arı hastalıklarına karşı etkili ürün ile ilgili Bereket TV de yayınlanan program.
TRT kanalında yayınlanan "Türk Mucitler" isimli Belgeselde Prof. Dr. Oktay Yeğen için hazırlanan bölümden bir kesit.
Prof. Dr. Oktay YEĞEN ile VTV kanalının yapmış olduğu röportaj
ETMENE ÖZEL CHITIN’I KARBON KAYNAĞI OLARAK KULLANABİLEN BAKTERİNİN (TR2000) MİKROSKOPTAKİ GÖRÜNÜŞÜ
CHITIN’İ KARBON KAYNAĞI OLARAK KULLANAN BAKTERİNİN NEMATODA OLAN SALDIRISI
CHITIN’İ KARBON KAYNAĞI OLARAK KULLANAN BAKTERİNİN
BÖCEK (Tuta absoluta) YUMURTASINA SALDIRISI
CHITIN’İ KARBON KAYNAĞI OLARAK KULLANAN BAKTERİNİN FUNGAL BİR ETMENİN (Rhizoctonia solani) MİSELİNİ PARÇALAMASI
CHITIN’İ KARBON KAYNAĞI OLARAK KULLANAN BAKTERİNİN Nosema sp.’ YA OLAN ETKİSİ
Çankaya Mh. Barış Manço Bul. Ünikent Sitesi C Blok No 10 07080, AntalyaTR
Cep Telefonu 0542 485 4076 oyegen@akdeniz.edu.tr oyegen07@gmail.com
Telif Hakkı © 2024 Prof. Dr. Oktay Yeğen - Tüm Hakları Saklıdır.
GoDaddy Destekli